“Wednesday”, Tim Burton’ın yönetmenliğinde Netflix’te yayımlanan bir fantastik kara komedi-dram dizisidir. Başrolünde Jenna Ortega, İsyankâr ve zeki Wednesday Addams karakterine hayat veriyor. Ayrıca Wednesday’in ailesinden Morticia Addams rolünde Catherine Zeta-Jones, Gomez Addams rolünde Luis Guzmán, küçük kız kardeşi Pugsley Addams olarak Isaac Ordonez, Nevermore Akademisi’ndeki zengin ve kibirli öğrencilerden biri olan Enid Sinclair olarak Emma Myers, okulun sakarcı ama iyi kalpli müdür yardımcısı Tyler Galpin olarak Hunter Doohan, okulun tuhaf tarih öğretmeni Adam “Thing” Munson rolünde George Burcea ve diğer birçok yetenekli oyuncu kadroda yer alıyor. Dizi, Wednesday Addams’ın ailesiyle birlikte New York’tan göç edip Nevermore Akademisi’ne başlamasıyla açılır. Ortaçağdan kalma gotik kampüs ve etrafındaki kasaba, tuhaf yaratıklar ve mistik olaylarla dolu. Wednesday, okulda hem sosyal uyumsuzluğunu korumaya çalışırken hem de kasabada işlenen esrarengiz cinayetleri çözmeye yönelik dedektiflik yeteneklerini kullanır. Aynı zamanda ailesinin karanlık sırlarına dair ipuçları peşinde koşar ve yakın arkadaşlıklar kurarak aşk, dostluk ve kimlik arayışı temasını işler. Diselektrik atmosferi, kıvrak mizahı ve karanlık estetiğiyle öne çıkan “Wednesday”, klasik Addams Ailesi tutkularını modern bir gençlik hikâyesiyle buluşturuyor.
“Zaman Çarkı”, Robert Jordan’ın aynı adlı epik fantezi roman serisinden uyarlanan bir Amazon Prime Video dizisidir. Hikâye, Aes Sedai adlı, Tek Gücü kanalize edebilen güçlü kadınlar örgütünün üyesi Moiraine Damodred’in, esasında dünyayı ya kurtaracak ya da yeniden paramparça edecek “Ejderî Yeniden Doğan”ın peşine düşmesiyle başlar. Emond’s Field köyünden beş genci yanına alarak karanlık Tanrı Dark One’ın yükselişini durdurabilecek kehanetin merkezindeki kişiyi bulmak üzere ülke ülke dolaşan Moiraine, gençlerin her birinin kaderleriyle yüzleşmesini sağlayacak zorlu bir yolculuğa çıkartır. Dizinin ana kadrosuna, Moiraine Damodred’i canlandıran Rosamund Pike liderlik eder. Ona, sadık koruyucusu ve Warder’ı Lan Mandragoran rolüyle Daniel Henney; köyün şifacısı Nynaeve al’Meara’yı Zoë Robins; Egwene al’Vere’yi Madeleine Madden; sürprizlere gebe “Ejderî Yeniden Doğan” Rand al’Th or’u Josha Stradowski; demirciden kahramana dönüşen Perrin Aybara’yı Marcus Rutherford; kumarbaz Mat Cauthon’ı ise birinci sezonda Barney Harris, ikinci ve üçüncü sezonlarda Dónal Finn canlandırıyor. Ayrıca Priyanka Bose (Alanna Mosvani), Sophie Okonedo (Siuan Sanche) ve Kae Alexander (Min Farshaw) gibi önemli karakterler de hikâyeyi zenginleştiriyor.
“A Discovery of Witches”, Deborah Harkness’ın aynı adlı romanından uyarlanan fantastik bir dizi. Hikâye, Oxford Üniversitesi’nde çalışan karanlık büyü tarihçisi Diana Bishop’ın, ansızın kütüphanede saklı kalmış kadim bir el yazması olan “Kitap-ı Hayat”ı bulmasıyla başlar. Bu keşif, büyücü aileleri tarafından uzun süredir kayıp sayılan esrarlı metni elde etmek için bir dizi tehlikeli varlığı—hem vampirleri hem de iblisleri—peşine takar. Diana, kitabı korumak ve lanetli geçmişinin sırlarını çözmek için, hem düşman hem de müttefik olan doğaüstü bir melez olan Matthew Clairmont’la ittifak kurar. Zamanla aralarındaki bağ güçlenirken, saltbilim ve sihir arasında dengeyi korumak için evrensel güçlerle mücadele ederler. Başrollerini Teresa Palmer (Diana Bishop) ve Matthew Goode (Matthew Clairmont) paylaşırken, seride Alex Kingston (Sarah Bishop), Louise Brealey (Gillings), Malin Åkerman (Queen Deborah), Aiysha Hart (Georgina) ve Trevor Eve (Peter Knox) gibi isimler de önemli yan karakterleri canlandırıyor. Göz alıcı görselliği, tarihi mekan çekimleri ve derece derece açığa çıkan büyü dünyasının kurallarıyla, hem romantik hem de politik entrikalar barındıran atmosferiyle “A Discovery of Witches”, doğaüstü dram sevenler için akılda kalıcı bir yolculuk sunuyor.
“Murderbot” dizisi, Martha Wells’in Hugo ve Nebula ödüllü “The Murderbot Diaries” kitap serisinin ilk cildi “All Systems Red”dan uyarlanıyor. Hikâye, “SecUnit” adı verilen bir güvenlik androidinin—kendi kendine “Murderbot” adını verdiği—kontrol modülünü hackleyip özgürlüğünü kazanmasıyla başlıyor. Görevi insanları korumak olsa da, sosyal etkileşimlerden nefret eden Murderbot’un asıl tutkusu, insan yapımı dizileri izleyerek kendini eğlendirmek. Ancak bir gezegen araştırma ekibinin başına gelen gizemli olaylar, onu tekrar insan mürettebatla iş birliği yapmaya zorlar; bir yandan içindeki makine-insan çatışmasıyla boğuşurken, bir yandan da uzmanlık gerektiren tehlikeli bir görevde hayatta kalmaya çalışır. Başrolü Alexander Skarsgård üstlenirken, ona Noma Dumezweni, David Dastmalchian ve Sabrina Wu gibi isimler eşlik ediyor. Ayrıca Akshay Khanna, Tamara Podemski ve Tattiawna Jones da önemli karakterlere hayat veriyor. Dizi, Paul ve Chris Weitz kardeşlerin yapımcılığında Apple TV+’ta yayınlanıyor; Martha Wells ise danışman yapımcı olarak projede yer alıyor.
“Invasion”, Apple TV+’ın 22 Ekim 2021’de yayın hayatına başlayan epik bir bilim kurgu dramasıdır. Dünyaya, insanlığın varlığını tehdit eden bilinmeyen bir uzaylı türü iner ve bu istilanın etkileri, beş kıtada beş farklı sıradan insanın gözünden gerçek zamanlı olarak anlatılır. Hikâye; ABD’de emekliliğe hazırlanan Şerif John Bell Tyson’ın (Sam Neill) küçük kasabasındaki tuhaf olaylardan, Japonya’da yeniden ayağa kalkmaya çalışan bir iş kadınına, Afganistan’da görev yapan bir gazetecinin zorlu şartlarda hayatta kalma mücadelesine kadar geniş bir coğrafyada umut, panik ve dayanışma duygularını iç içe geçirir. Dizinin kadrosu, “Jurassic Park”la tanınan Sam Neill’e ek olarak, Kanadalı aktör Shamier Anderson (Trevante Ward), İranlı oyuncu Golshifteh Farahani (Aneesha Malik) ve Japon yıldız Shioli Kutsuna (Mitsuki Yamato) gibi uluslararası isimlerden oluşur. Karakterler arasındaki farklı sosyal, kültürel ve coğrafi bakış açıları, istilanın sadece bir aksiyon spektaklinden öte, insanlık hâllerine dair çok katmanlı bir drama hâline gelmesini sağlar.
“From” kasabasına giren herkesin dışarı çıkamadığı, geceleri ortaya çıkan yaratıklar yüzünden perdelerini sıkıca kapatıp kanla işaretlenmiş kurallara uymak zorunda kaldığı bir kâbus döngüsünü anlatır. Dizinin merkezinde kasabanın fiili şerifi Boyd Stevens (Harold Perrineau) vardır; hayatta kalmaya çalışan topluluğu bir arada tutmaya çalışırken kendi travmalarıyla da boğuşur. Bir gün kasabaya gizemli bir otobüs dolusu yeni yolcunun gelmesi, umut ile kaosu aynı anda getirir ve mekânın doğası, zamanın akışı ve “çıkış” ihtimali hakkında daha karanlık sırları açığa çıkarır. Oyuncu kadrosunda Perrineau’ya ek olarak Tabitha rolünde Catalina Sandino Moreno, kocası Jim’i canlandıran Eion Bailey, Victor karakteriyle Scott McCord, Sara’yı oynayan Avery Konrad, Ethan rolünde Simon Webster ve Jade’i canlandıran David Alpay gibi isimler yer alıyor. Atmosferik korku ile bilimkurgu gizemini harmanlayan “From”, her bölümde yeni ipuçları verip cevaplardan çok sorular bırakarak izleyiciyi kasabanın labirentinde tutmayı başarıyor.
Neil Gaiman’ın çizgi romanından uyarlanan The Sandman, yüzyıl başında yanlışlıkla bir okült tarikatınca yakalanan Rüya Kralı Morpheus’un (Tom Sturridge) esaretten kurtulduktan sonra dağılmış güçlerini, çalınan eşyalarını ve çökmüş rüya âlemini toparlama mücadelesini anlatır. Dizi, rüyalarla uyanık dünyanın birbirine nasıl sızdığını, insanların arzularının ve kabuslarının nasıl şekil aldığını bölüm bölüm farklı tür tonlarıyla işler; bir yanda kozmik varlıklar arasındaki politik oyunlar, diğer yanda sıradan insanların trajedileri ve umutları yer alır. Oyuncu kadrosunda Morpheus’un kaçak kabusu Corinthian’ı canlandıran Boyd Holbrook, Cehennem’in hükümdarı Lucifer olarak Gwendoline Christie, Rüya âleminin sadık yöneticisi Lucienne rolünde Vivienne Acheampong, Ölüm’ü canlandıran Kirby Howell-Baptiste, Johanna Constantine olarak Jenna Coleman ve Şans (Desire) kimliğiyle Mason Alexander Park öne çıkıyor. Matthew isimli kuzgunun sesi Patton Oswalt’a ait. Her biri, Gaiman’ın mitolojik boyutlu ama insan merkezli hikâyesine ayrı bir tat katan, farklı ton ve enerjilerle dizinin karanlık masal dokusunu tamamlıyor.
“Resident Alien”, küçük bir Colorado kasabasına düşen ve bir doktor kimliğine bürünen uzaylı Harry’nin (Alan Tudyk) dünyayı yok etmekle görevliyken insanlığı tanıdıkça tereddüt etmesini anlatır. Cinayet soruşturmasına bulaşması, kasaba halkıyla zoraki yakınlaşması ve bir çocuğun onun gerçek yüzünü görebilmesi gibi detaylar, diziyi kara mizahla harmanlanmış bir kimlik krizi hikâyesine dönüştürür. Kaynağı, Peter Hogan ve Steve Parkhouse’un Dark Horse çizgi romanıdır; showrunner koltuğunda Chris Sheridan oturur. Oyuncu kadrosunda Harry’ye eşlik eden Asta rolünde Sara Tomko, kasabanın inatçı şerifi Mike Thompson’ı canlandıran Corey Reynolds, bar sahibi ve teknoloji meraklısı D’Arcy’yi oynayan Alice Wetterlund, belediye başkanı Ben Hawthorne’da Levi Fiehler ve Harry’nin sırrını görebilen çocuk Max’te Judah Prehn yer alır. Yardımcı rollerde Elizabeth Bowen, Gary Farmer, Mandell Maughan gibi isimler de öne çıkar.
3%, Brezilya yapımı bir bilim kurgu ve distopya dizisidir. Hikâye, gelecekte büyük bir eşitsizliğin hüküm sürdüğü iki farklı toplum arasında geçer. Toplumun çoğunluğu yoksulluk ve sefalet içinde "Kara Taraf" olarak adlandırılan yoksul bölgelerde yaşarken, yalnızca yüzde üçlük bir kesim lüks ve refah dolu "Açıklar" denilen adada hayat sürmektedir. Her yıl genç bireyler, "Süreç" adı verilen zorlu bir seçme sürecine katılarak Açıklar’a gitme fırsatı yakalar. Ancak bu süreç son derece acımasızdır; fiziksel ve zihinsel dayanıklılık sınırlarını zorlayan çeşitli testleri içerir. Katılanların yalnızca %3’ü başarılı olup Açıklar'a gitmeye hak kazanır. Dizinin baş karakteri Michele, diğer adaylar gibi Açıklar’a ulaşmayı hedeflese de, gizli bir amacı vardır: Kardeşinin ölümünden sorumlu olduğuna inandığı Süreç’i içeriden yok etmek.
Liu Cixin'in aynı adlı çok satan bilim kurgu romanından uyarlanan "3 Cisim Problemi", hem görsel efektleriyle hem de derinlikli hikayesiyle büyük beğeni topladı. Dizi, 1960'lardaki Çin'de başlayan ve evrenin uzak köşelerine uzanan epik bir yolculuğa çıkarıyor izleyicileri. Hikaye, bir astrofizikçi olan Ye Wenjie'nin, Kültür Devrimi sırasında bir askeri proje kapsamında uzaylılara mesaj göndermesiyle başlar. Bu mesaj, yıkımın eşiğindeki uzaylı bir uygarlığın dikkatini çeker ve Dünya'yı işgal planları yapmalarına neden olur. Günümüzde ise, beş eski çalışma arkadaşı, doğa kanunlarının gözlerinin önünde altüst olmasıyla insanlık tarihinin en büyük tehdidine karşı koymak için bir araya gelir.